Size bu postta bir hatırlatmam, bir mekan bir de sergi tavsiyem var:
Hatırlatmam !f Fim Festivali'nin başlamış olması ve bence herhangi film almadıysanız güzel filmlerden birilerini seçip gitmeniz. İstanbul'da sanırım en sevdiğim etkinliklerden biri üniversite hazırlıktan beri Filmekiminden, Randevu filmlerine olmayan vakitleri yaratıp bir şekilde gitmek. Genelde hiçbir bahane uydurmadan da dersleri kırıp kırıp gittim-evet gündüz seansları ucuz olduğu için özellikle- !f'se benim için baharın habercisi; artık kış gidiyor demek. Ama Emek Sineması'nın tadı hiç birinde yok, o ahşap koltuklar, tavandaki işlemeler bir yana; 50-60 yıl öncesini, sahnelenenleri düşünmek, aynı koltukta benim gibi oturmuş insanları sanki onlarla hep beraber oturup filmi izliyormuşcasına hissetmek ve daha birçok şey oraya ayrı bir hava katıyordu. O yüzden Emek'i çok özlüyoruz.
Mekan tavsiyeme gelince, beyaz sangria için Şişhane'deki
"¿Que Tal" - İspanyol Tapas Bar ve bence çok da samimi bir yer. Ama tabi ki Miss Pizza'nın yerini hiçbiri alamaz. Miss Pizza, yıllardır senin müdavininiz.
Son olarak, olur da yolunuz düşerse, Tünel'e inerken Arter'e uğramanızı tavsiye ederim. Faili meçhullerden, Hrant Dink'e, Susurluk'a, Ahmet Taner Kışlalı'ya ve daha birçok yüz kızartan olaylar negatif filmlerle gösterilmiş. Çok da başarılı olmuş. Balık hafızalara faydası dokunacağı kanısındayım.
Herkese iyi haftalar!